
Yoga felsefesi, dünyadaki diğer felsefelerden farklı olarak tamamen uygulamalı bir felsefedir. Doğanın kesin ve değişmez kanunlarının temel alındığı bir bilimdir.
Tüm dünyada bilinen saygı duyulan ve huzur ve barış diyarının kilidini barındıran bir öğretidir. Yoga bize zihni ve zihnin dalgalanmalarını kontrol etmeyi öğretir.
Yoga, zihnin kendisini nesnelere veya düşüncelere dönüştürme eğiliminin durdurulmasıdır. Böylece yoga beden ve zihnin çok yönlü olarak geliştirilmesine yönelik bütüncül bir uygulamadır.
Yoganın temel amacı beş acı veren unsur olarak değerlendirilen unsurları zayıflatmaktır, bunlar: cehalet, sahte/eksik benlik algısı, hoşlanmak, hoşlanmamak ve fiziksel hayata fazlaca tutunma/ölüm korkusudur.

5 KLEŞA (ACI UNSURU)
Cehalet, bilmemek, eksik bilmek veya hatalı bilgilere sahip olmak demektir.
Sahte benlik algısı cehaletten doğar, kişi kendini fiziksel bedeniyle, vasıflarıyla, bildikleriyle, yaptıklarıyla ve yapamadıklarıyla sınırlı zanneder.
Zihin hazzın olduğu her yere tutunur ve bağlanır. Eğer zihin bir meyveden hoşlanırsa onu yemekten zevk aldığı için meyveye bağlanır. Zihin geçmişte kabul edilebilir deneyimlerle ilişkilendirilen şeylerin peşinden gider; bu bağlanmak/hoşlanmaktır.
Zihin acıya neden olan şeylerden ise kaçar; bu hoşlanmamaktır. Hoşlanmak yanında her zaman hoşlanmamayı da beraber getirir. Bir şeyin olmasından hoşlanmak, onun olmamasından hoşlanmamak anlamına gelir. Bu sonu olmayan bir döngüdür.
Bedensel yaşama fazlaca tutunmak yani ölüm korkusu ise yalnızca hoşlanmak ve hoşlanmamaktan kaynaklanır.
Bu beş unsur bizi dışsal objelere bağımlı kılar ve bizi köleleştirir. Cehalet yüzünden kendimizi fiziksel beden ile kısıtlı ve sınırlı olduğumuza inandırdık. Hoşlanmak ve hoşlanmamak, insanların yaptığı tüm iyiliklerin ve kötülüklerin nedenidir, iyilik ve kötülük acı ve hazzı doğurur. Bir yoga öğrencisi öncelikle bu beş unsuru zayıflatmalıdır. Bu beş unsur; pasif halde, zayıflatılmış halde, güçlü halde veya tamamen gelişmiş bir halde olabilir fakat her insanda mevcuttur ve cehalet bu unsurların hepsinin temel nedenidir. Bu eğilimler yoga disiplini sayesinde hafifletilebilir.
Yoga erdemlilik temeli üzerine kuruludur, yogada ilerleyebilmek için ahlaki disiplin çok önemlidir. Büyük usta Patanjali tarafından M.Ö. 300’lü yıllarda derlendiği tahmin edilen Yoga Sutralar adlı eserde Yoga’nın Sekiz Uzvu/Aştanga Yoga anlatılır. Bu sekiz uzuvdan ilk ikisi ahlaki erdemleri açıklayan Yama ve Niyama’lardır. Yama ve Niyama uygulandığında zihin bütün kirlerden arınır. Bu iki uzuv yoga felsefesinin mihenk taşlarıdır.
Yama kendi içinde beş ilkeye ayrılır, bunlar:
Ahimsa: Şiddetsizlik, yaşayan her hangi bir canlıya zarar vermekten kaçınmak. Şiddetsizlik eylemde, sözlerde ve düşüncelerde olmalıdır.
Satya: Dürüstlük, samimiyet, hakikate uygun davranmak. Düşünceler kelimelerle, kelimeler de eylemlerle uyumlu ve eş olmalıdır.
Asteya: Çalmamak, dürüst yollarla edinilenlerden memnun olmak, yetinmek.
Brahmacarya: Cinsel enerjinin tutumlu harcanması. Çok büyük ve yoğun bir enerji olduğu için bu enerjiyi boşa harcamamak, bilincinde ve farkında olmak.
Aparigraha: Açgözlü olmamak, ihtiyacından fazlasını biriktirmemek, istiflememek.
Bu beş erdemin amacı kısıtlamalar yapmak değildir, bu erdemler uygulayan kişide içsel kuvvet ve saflık sağlayan uygulamalardır.
Niyama da kendi içinde beş ilkeye ayrılır, bunlar:
Şauça: İçsel ve dışsal temizlik, saflık. Bedeni içeriden ve dışarıdan temizlemek, sözleri ve düşünceleri temiz ve saf hale getirmek.
Santoşa: Hoşnutluk, şükretmek. Yaşadıklarını, başına gelenleri birer ders ve deneyim olarak görüp memnuniyetle kabul etmek.
Tapas: İrade ve çaba ile kendine meydan okumak, kendini geliştirmek, zayıf yönlerini güçlendirip fazlalıklarını törpülemek.
Svadhyaya: Kendi kendine, kendini geliştirecek, cehaleti ortadan kaldıracak çalışmalar ve araştırmalar yapmak.
İşvara Pranidhana: Teslimiyet. Eylemlerinden sorumlu olduğunu, fakat eylemlerinin sonuçlarının kendi elinde olmadığını bilmek ve teslim olmak.
Özellikle Niyama’ların son üç ilkesi, acıya neden olan beş unsurun zayıflatılması için uygulanması önerilen bir reçete niteliğindedir. Tapas çalışmaları irade ve çaba ile hoşlandım/hoşlanmadım ikiliğinden, arzulardan, acı ve hazzın bitmeyen döngüsünden kurtulmayı sağlar. Svadhyaya bilgi ile araştırma ve çalışma ile cehalet perdesinin kalkmasını ve sahte benlik algısının yok olmasını sağlar. İşvara Pranidhana ise fiziksel bedenin bir sonu olduğunu, zamanı geldiğinde yok olacağını bilmeyi ve bunu kabul etmeyi sağlar. Bu erdemlerin günlük hayata yerleşmesi ve acıya neden olan beş unsurun zayıflatılması kısa sürede elde edilebilecek sonuçlar değildir. Uzun süreli, gayretli ve inançlı çalışmalar yapmayı gerektirir. Birçok insan kısa sürede somut sonuçlar gözlemleyemedikleri için uygulamalardan vazgeçer. Sabırsız bir şekilde çok az bir uygulama karşılığında çok fazla sonuç görmeyi beklerler. Bu yaklaşımla yapılan bir uygulama kişiyi istenilen sonuçtan daha da uzağa götürmekten başka bir işe yaramaz. Çaba ve düzenli uygulama başlangıçta zor gibi görünse de devam edildiğinde meyveleri toplanmaya başlanacaktır.
Referans: Pracical Lessons in Yoga / Sri Swami Sİvananda